Tarih Kenti İzmir

8500 yıllık tarihi ile İzmir sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor....

İzmir, Yaşayan Şehir, Yaşanacak Şehir

Stresle işi olmayanların, huzurun başkentidir İzmir

Tıbbın İzmir'deki İlkleri

Bergama'lı ünlü hekim Galen, ilk Jinokolog Efes'li Soranos İzmir ilinde yaşadılar...

Ege Mutfağının Başkenti İzmir

Mezeleri, Otları, Boyozu, Gevreği, Lezzet Durakları...

Kendinizi mutlu hissetmek istiyorsanız

İzmir'de hayat beklenmez, kovalanmaz da. O zaten sizinle beraberdir. /Cemal Süreyya

Hoşgörü kenti İzmir...

İzmir sizi de kucaklar !

10 Aralık 2014 Çarşamba

Kitap

Adım Adım İzmir ve Çevresi

Yaşar Ürük


KİTAPEVLERİ

ARTI KİTABEVİ
KONAK/İZMİR - CUMHURİYET BULVARI NO:142 / B / ALSANCAK

ASYA TIP KİTABEVİ
BORNOVA/İZMİR - 186 / 1 SOKAK NO:1 / A

D – R, ALSANCAK
KONAK/İZMİR - CUMHURİYET BULVARI NO:175 / A ALSANCAK

HİSARÖNÜ SAHHAFİYE
KONAK/İZMİR - 861. SOK. NO:16 / KEMERALTI / KONAK

İZÇAĞ KİTABEVİ
KONAK/İZMİR - 859 SOK. SARAY İŞ HANI D:1 / B

KENAR KİTABEVİ
KONAK/İZMİR - KIBRIS ŞEHİTLERİ CAD. 1440. SOK. NO:9 D:2 / ALSANCAK...

KİTAPSAN KİTAP - KIRTASİYE
KONAK/İZMİR - ALSANCAK MAH. KIBRIS ŞEHİTLERİ CAD. 1443. S
KONAK PIER ALIŞVERİŞ MERKEZİ
KONAK/ İZMİR, ATATÜRK CADDESİ NO:19 35250

KÜL KİTAPEVİ
KARŞIYAKA/İZMİR, 1716. SOK. NO:4 D:6 - A

PAN KİTABEVİ
KARŞIYAKA- İZMİR, 1713. SOK. NO:17 / A

PARK KİTABEVİ
GAZİEMİR-İZMİR, ATIF BEY MAH. 5 / 2 SOK. NO:1 / A

REMZİ KİTABEVİ
KONAK-İZMİR, ATATÜRK CAD. KONAK PİER AVM NO:19

SANART YAYINCILIK
KONAK - İZMİR, KIBRIS ŞEHİTLERİ CAD. NO:51 K:1 D:1 / ALSANCAK

ÜMİT KİTAPEVİ
BORNOVA- İZMİR, 154 SOK. NO:1 / A

YAKIN KİTABEVİ
KONAK- İZMİR, KIBRIS ŞEHİTLERİ CAD. NO:104 / A / ALSANCAK

ZEUGMA KİTABEVİ
KARŞIYAKA - İZMİR, 1731 SOK. NO:13 / A

Galeri-Sergi


 
Arkas Sanat Merkezi
1380 Sokak No:1 Alsancak / İzmir
Tel:0 (232) 464 66 00 - 60 06
 
ART Shop Sanat Galerisi
1382 Sokak 12/1 Alsancak
Tel: 0.232.422 28 30 - 0232. 422 16 27 
 
Begüm Sanat Galerisi 
Aliçetinkaya Bul. SIDE Apt. No:31 Kat:3 Daire:15 Alsancak/İZMİR
Tel: 0.232. 422 27 52 
 
Çamkıran Sanat Galerisi
Fatih Caddesi No:50 /A Bayraklı 
Tel:0.232.339 14 58 
 
Ege Üniversitesi 50.Yıl Sanat Galerisi
Ege Üniversitesi Kampusu Bornova 
Ege Üniversitesi Rektörlük Binası Yanı Bahçeden Giriş 
TELEFON  : 0.232.342 95 42 - 388 40 00/2510 

Ege Üniversitesi Mötbe Yusuf Vardar Kültür Merkezi
Ege Üniversitesi Kampüsü Bornova
Tel: 311 20 19

Ekol Sanat Galerisi
8019/16 Sokak, No. 6/B Ataşehir Mahallesi, İZMİR, 35630, TURKEY
e - posta info@ekolsanatgalerisi.com
 
Fatih Koleji Sergi Salonu
18 Sokak No:12 Güzelyalı
Tel: 0.232.246 39 90
 
GALERI Gülay
1443 Sokak 68/A (Kıbrıs Şehitleri Caddesi) Alsancak
TELEFON232.422 66 00.
 
GALERI Seba 
Mithatpaşa Caddesi No:464 /A
Karataş Tel:0. 232 445 33 40
 
İFOD İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği
Kıbrıs Şehitleri Cad. No:185/102 Aksoy Apt. Alsancak-İZMİR
Tel: 0.232. 464 32 12
 
İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi 
Daimi Sergi Kültürpark
İzmir Devlet Resim ve Heykel Galerisi
Mithatpaşa Caddesi No: 94 Konak İzmir
Tel: 0.232 482 03 93
 
Kedi Kültür Sanat Merkezi Galerisi
Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak / İzmir
Tel / Fax: 0 (232) 464 99 35 - 464 98 35
 
Konak Belediyesi 
Alsancak Kültür Sanat Galerisi
Kıbrıs Şehitleri Caddesi 12 Alsancak
Tel: 0.232.422 52 36
 
Güzelyalı Kültür Sanat Merkezi Galerisi
32 Sokak No: 4 ( Güzelyalı Parkı Yanı) Güzelyalı /İzmir 
Tel: 0232 224 24 30 / 224 82 88
 
Selçuk Yaşar Sanat Galerisi
Cumhuriyet Bulvarı No:252 Alsancak
Tel:0.232. 422 65 32
 
TCDD İzmir Müze ve Sanat Galerisi
Atatürk Caddesi No:444 Alsancak Gar Karşısı
Tel: 0 232 464 31 31 - 4520
 
Türkiye İş Bankası Sanat Galerisi
Çobanoğlu Zeki Bey Caddesi No:2 Konak
Tel: 0.232. 482 09 39

Konserler

Fuarlar

  • Türkiye - İzmir

  • Kayıtlı Fuar Sayısı : 264 
2015 FUARLARI
Travel Turkey İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.03 - 06 Aralık 2015
FoodexGençiz Fuarcılık22 - 25 Ekim 2015
İzmir Autoshowİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.21 - 25 Ekim 2015
KENTEXPOİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.08 - 11 Ekim 2015
Shoe Expoİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.08 - 11 Eylül 2015
İEFİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.28 Ağustos - 06 Eylül 2015
Minexİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.14 - 16 Mayıs 2015
İzmir KitapTüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.18 - 26 Nisan 2015
OLIVTECHİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.16 - 19 Nisan 2015
Ekoloji İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.16 - 19 Nisan 2015
Teskon-SodexHannover Messe Sodeks Fuarcılı08 - 11 Nisan 2015
İzmir Boat Showİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.08 - 12 Nisan 2015
Plastechİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.08 - 11 Nisan 2015
Plastechİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.01 Nisan 2015
Marbleİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.25 - 28 Mart 2015
STI-STATIONERY İZMİRİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.12 - 15 Mart 2015
3T 2015Yağmur Fuarcılık Ltd. Şti.05 - 08 Mart 2015
ModekoEfor Ege Fuarcılık Organizasyo25 Şubat - 01 Mart 2015
AGROEXPO EURASIAOrion Fuarcilik Tanitim Hizmet12 - 15 Şubat 2015
ANIMALEXPOOrion Fuarcılık ve Tanıtım Hiz12 - 15 Şubat 2015
ANIMALEXPOOrion Fuarcılık ve Tanıtım Hiz12 - 15 Şubat 2015
AGROEXPOOrion Fuarcılık ve Tanıtım Hiz12 - 15 Şubat 2015
IF Wedding Fashion Show İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.04 - 07 Şubat 2015
JEWEXGençiz Fuarcılık01 Şubat 2015
2014 FUARLARI
Travel Turkey İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.04 - 07 Aralık 2014
Travel Turkey İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.04 - 07 Aralık 2014
CBSGençiz Fuarcılık21 - 23 Kasım 2014
Yurtdışı Egitim - İzmirIEFT-İstanbul Eğitim Fuarları07 Kasım 2014
YAPIFUARI - TURKEYBUILD İZMİRYEM Fuarcilik A.S.06 - 09 Kasım 2014
YAPIFUARI - TURKEYBUILD İZMİRYEM Fuarcilik A.S.06 - 09 Kasım 2014
FoodexGençiz Fuarcılık23 - 26 Ekim 2014
Akare Yurtdışı Eğitim İzmirAkare Fuarcılık.Ltd.Şti.23 Ekim 2014
KENTEXPOİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.16 - 19 Ekim 2014
MedexpoSNS Fuarcılık San. Tic. Ltd. S16 - 19 Ekim 2014
İEFİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.29 Ağustos - 07 Eylül 2014
Ayakkabı Kışİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.12 - 15 Haziran 2014
Future Fish EurasiaAvrasya Fuarcılık05 - 07 Haziran 2014
InelexEfor Ege Fuarcılık Organizasyo23 - 25 Mayıs 2014
InelexEfor Ege Fuarcılık Organizasyo23 - 25 Mayıs 2014
DLG-ÖÇP Tarla GünleriDLG Fuarcılık Ltd.Şti.22 - 25 Mayıs 2014
Anadolu Expo Süt HayvanlarıPlatform Fuarcılık Hiz. Ltd. Ş22 - 25 Mayıs 2014
Anadolu Expo Besi HayvanlarıPlatform Fuarcılık Hiz. Ltd. Ş22 - 25 Mayıs 2014
İzmir Boat Showİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.07 - 11 Mayıs 2014
İzmir Boat Showİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.07 - 11 Mayıs 2014
JEWEXGençiz Fuarcılık02 - 04 Mayıs 2014
Türk Arap Yapı BuluşmasıTurab Fuarcılık28 Nisan - 01 Mayıs 2014
Edufairs Yurtdışı EğitimEdufairs Fuarcılık ltd. şti.24 Nisan 2014
İzmir KitapTüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.19 - 27 Nisan 2014
İzmir KitapTüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.19 - 27 Nisan 2014
OLIVTECHİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.10 - 13 Nisan 2014
Ekoloji İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.10 - 13 Nisan 2014
OLIVTECHİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.10 - 13 Nisan 2014
Ekoloji İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.10 - 13 Nisan 2014
Marbleİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.26 - 29 Mart 2014
Yurtdışı Egitim İzmirIEFT-İstanbul Eğitim Fuarları13 Mart 2014
3TYağmur Fuarcılık Ltd. Şti.06 - 09 Mart 2014
Akare Yurtdışı Eğitim İzmirAkare Fuarcılık.Ltd.Şti.27 Şubat 2014
ModekoEfor Ege Fuarcılık Organizasyo26 Şubat - 02 Mart 2014
ModekoEfor Ege Fuarcılık Organizasyo26 Şubat - 02 Mart 2014
IF Wedding Fashion Show İzmirİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.22 - 25 Ocak 2014
Ayakkabı Yazİzfaş İzmir Fuarcılık A.Ş.09 - 12 Ocak 2014

Opera Bale


Milli Kütüphane Cad. No: 37- 39 Konak/ İZMİR
Tel: 0232 489 36 38

İdari Bina:
İsmet Kaptan Mah. 1364 Sok. No:5 Basmane/ İZMİR
Tel: 0232 489 04 74 -75
Faks: 0232 483 15 62

Basın - Halkla İlişkiler Bürosu:
Tel & Faks: 0232 445 95 87 - 0232 441 01 73
E-mail: izmirdob@gmail.com
Gişe Tel: 0232 484 64 45

Bilet Satış İle İlgili İletişim bilet@dobgm.gov.tr 

Tiyatro

Tiyatrolar


Bilimsel Tiyatro Sahnesi347 36 26
Bornova Uğur Mumcu Kültür Merkezi388 78 42
Bostanlı Suat Taşer Açık Hava Tiyatrosu362 61 61
Çan Tiyatrosu431 95 66
D.E.Ü. G.S.F. Suat Taşer Gösteri Salonu421 36 47
D.E.Ü. Sabancı Kültür Sarayı441 90 09
Hamle Tiyatrosu446 88 57
İzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesi483 50 35
İzmir Devlet Tiyatrosu Ragıp Haykır Sahnesi369 64 87
İzmir Devlet Tiyatrosu Uğur Mumcu Sahnesi343 04 33
Karşıyaka Suat Taşer Açık Hava Tiyatrosu362 61 61
Karşıyaka Onur M. Atatürk Açık Hava Tiyatrosu372 78 66
Konak Belediyesi Dr. Selahattin Akcicek Kültür Merkezi262 45 90
Kültürpark Atatürk Açık Hava Tiyatrosu489 95 49
Kültürpark Çamlık Senar Nejat Uygur Tiyatrosu482 12 70
Kültürpark Gençlik Tiyatrosu445 09 01
Mustafa Gökçek Tiyatrosu (MTG)370 21 01
Yaklaşım Sanatevi Mehmet Sönmez Tiyatrosu381 81 25

Sinema

Sinemalar


AFM EGS – Mavişehir
324 42 64
AFM EGS – Bornova
373 73 20
BKM Buca
440 93 93
Cine Çiğli Kipa Çiğli
386 58 88
Çamlıca Sineması
388 29 39
Çınar Sineması
489 88 85
Çınar Center – İnciraltı
277 11 00
DEÜ DESEM
422 29 46
Türkport – Karşıyaka
364 34 34
Deniz – Karşıyaka
381 64 61
Hatay – Konak
244 13 01
Hayat Bornova
339 77 36
Izmir Sineması
421 42 61
Karaca Sineması
483 93 54
Karşıyaka Sineması
381 50 98
Konak Sineması
4462501-02
Sema Sineması
483 91 00
Şan Sineması
483 75 11
Ziya Gökalp Kültür Merkezi
366 44 59

7 Aralık 2014 Pazar

İZMİR'İN TARİHİ

TARİHÇESİ

Eski İzmir kenti (Smyrna) körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu. Son yüzyıllar boyunca Meles Irmağı Sipvlos (Yamanlar) Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım adacık bir tepe haline dönüştü.
Şimdi Tepekule adını taşıyan bu höyüğün üzerinde Tekel Müdürlüğü'nün İzmir Şarap ve Bira Fabrikasına ait numune bağı bulunmaktadır. 1955'ten beri yoğun gecekondu bölgesi olan bu çevrede İzmir'deki ilk yerleşim yeri olarak tespit edilen ı İzmir Höyüğü bulunur. Buradaki ilk kazılarda Türk Tarih Kurumu ile Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü"nün katkıları büyük olmuştur.
Batı Anadolu kıyılarındaki ilk yerleşimler genelde ki bunlar Troya Savaşlarını sonra kurulan Aiol, Ion ve Dor kökenlidir, küçük yarımadalar üzerinde kurulmuştur. Bunlar, Çandarlı, Foça, İzmir, Klazomenai, Miletos ve İasos gibi yerleşimlerdir. Bunun nedeni yerleşim yerlerini kuran ve oturan insanların daha çok Hellenli ve den olmalarıdır. Böylece yarımada yerleşikleri hem iki limana sahiptiler, hem de kara denizden gelecek saldırılara karşı güvence içindeydiler. Elverişsiz havalarda limanlardan biri uygun olmadığı taktirde gemiciler diğer limanı kullanma şansına sahiplerdi. Bayraklı Höyüğü körfezin kuzeydoğu köşesinde, kuzeyine sarp kayalı Yamanlar Dağı'nı da alarak karadan gelecek saldırılara karşı rahat bir konumdaydı. Güneyi imbata açıktı. Eski İzmir yerleşimi yaklaşık 3000 yıl boyunca bu yarımada üzerinde ver aldı. M.Ö. 4. Yüzyılın ikinci yarısında büyük nüfus artışı yüzünden bugünkü Kadifekale eteklerine taşındı.
İzmir Sözünün Kökeni
İzmir kelimesi eski İon lehçesinde Smurne, Attika (Atina) lehçesinde ise Smryna diye yazılırdı. Bugünkü Hellenler bu kentin adını Smirni biçiminde telaffuz etmekte, Gerçi son yıllarda Antik Efes kenti civarında da bu adla anılan bir köy yerleşimi izlerine rastlanmıştır. Olasılıkla İzmir'den Efes'e giden bir kısım Amazon kraliçelerinin adını yerleştikleri köye de koydukları düşünülmektedir ki bununla ilgili bilgilere eski Yunanistan'daki kaynaklarda da rastlanmaktadır. Ancak Smyrna sözcüğü Yunanca değildir, Ege Bölgesindeki bir çok yerleşim adı gibi Anadolu kökenlidir. M.Ö 2, binin başlarına ait Kayseri Kültece yerleşiminde ele geçen bazı tablet metinlerinde Tismurna adına rastlanmaktadır. Tismurna'daki `ti' bir ön ek olup büyük olasılıkla bir kişi ya da bir yer adını belirtmektedir. Bundan da Hellenler ya da Bayraklı höyüğünü mesken tutanların bu ön eki atıp kente 'Smurna' demişlerdir. Kentin adı olasılıkla M.Ö. 300C ile M.Ö. 1800 yılları arasında Smurnu olarak anılıyordu.
TARİH BOYUNCA İZMİR
Tunç Çağı ( M.Ö. 3000-1050)
Eski İzmir'in yerleşimi her ne kadar M.Ö. 3000 yılından çok daha geri uzanmaktaysa da yapılan en son kazılarda henüz M.Ö. 3000 yıllarına kadar gidilmiştir. Kazılarda elde edilen bilgiler ışığında ilk İzmir yerleşikleri evlerini höyüğün en üst düzeyinde denizden 3 ile 5 metre yukarıdaki kayalar üzerine oturtmuşlardır. Bu ilk yerleşme Eski Tunç Çağı dönemine aittir. Bulunan çanak ve çömlekler Troya dönemi ve kültürüyle (M.Ö.3000-2500) benzerlikler göstermektedir. Birinci yerleşim tabakasının üstünde Orta Tunç Çağı dönemi yer alıyordu. Burada bulunan keramik eserler Troya II kentinde ortaya konulan sanatsal eserlerle hemen hemen özdeştir (M.Ö. 2500-2000). Üçüncü yerleşme katı Troya VI ve Hitit dönemi ile çağdaştır (M.Ö.1800-1ü50). Bu katta elde edilen büyük ve sağlam bir vazo, Afyon ve Uşak kentlerinin güneyindeki Beyce Sultan kazılarında elde edilen kapların çeşidindendir. Ayrıca birçok kap biçimi Orta Anadolu ile olduğu ölçüde Troya VI kap kaçağı ile de benzerlikler taşımaktadır. Bundan başka yine Troya VI'da gün ışığına çıkan `Minyas' tipi vazolar Bayraklı'da da ele geçmiş, bir de 4-5 Myken seramik parçasına rastlanmıştır. Açılan sondajlar küçük olduğundan evler hakkında geniş bilgi elde edilememiştir. Tunç Çağı'nda İzmir’de yaşayan yerli halkın dili konusunda herhangi bir fikir elde edilmesi mümkün olmamıştır. `Minyas' türü keramiğin ele geçmesi birçok Anadolu kentinde olduğu gibi, burada da 2. Binde Akalılâra (Achaioi: Myken) ait bir ticaret kolonisinin bulunduğuna ilişkin ipuçları verebilir.
Demir Çağı
Hititler Çağı'nda {M,Ö. 1800-1200) Anadolu'da yazı kullanılıyordu ve bundan ötürü o dönemde tarih çağına ulaşılmış bulunuluyordu. Ancak M.Ö. 1200'lerde Troya Vll ve Hitit başkenti Hattuşaş'ın Balkanlardan gelen kavimlerce yıkılmasından sonra Orta ve Batı Anadolu yeniden yazısız ve karanlık bir çağa, Demir Çağı'na girdi. Demir Çağı, Anadolu'da yazının yeniden kullanılması ile Fryg Krallığı'nda M.Ö.730, geri kalan Orta ve Batı Anadolu'da ise M.Ö. 650 yıllarına kadar sürmüştür,
Kazılarda fazla miktarda çıkarılan keramik ürünlerden anlaşıldığına göre, Demir Çağı boyunca Eski İzmir'de Hellas'tan göç eden, Aiolller ve İonlar yaşıyordu. Yarımadada yerli halkın yaşadığına dair herhangi bir bulguya ise rastlanmamıştır. Bayraklı Höyüğü'nün M.Ö. 1050 yıllarında kurulmaya başlayan yerleşmesinin Hellas kökenli olduğu anlaşılmaktadır.
400 yıl devam eden bu ilkel dönem boyunca başlıca beş yerleşme katı saptanmıştır. Bunlar:
I. Aiol yerleşmesi (M.Ö. 1050-M.Ö.1000)
II. Erken, Orta ve Geç Protogeometrik yerleşme (M.Ö. 1000-M.Ö. 875)
III. Erken ve Orta Geometrik yerleşme (M.Ö. 875- M.Ö. 750)
IV. Geç Geometrik yerleşme (M.Ö. 750-M.Ö. 675)
V. Subgeometrik yerleşme (M.Ö. 675-M.Ö. 650)
Söz konusu beş tabaka denizden 6,40 metre yükseklikte başlamakta ve 9,50 metrede son bularak 3 metre kalınlığında bir tabaka oluşturmaktadır. Kazılarda elde edilen Aiol keramiği Submyken orijinlidir. Protogeometrik ve Geometrik stildeki kap-kaçak ise genelde Attika vazoculuğunun bir devamıdır diyebiliriz.
Demir Çağı boyunca İzmir evleri, büyüklü küçüklü tek odalı yapılardan oluşmakta idi. Gün yüzüne çıkarılan en eski ev M.Ö. 925 ile M.Ö. 900'e tarihlenmektedir. İyi korunmuş halde ortaya çıkarılan bu tek odalı evin (2,45 x 4 m.) duvarları kerpiçten, damı ise sazdan yapılmıştı. Erken Geometrik dönemden itibaren (M.Ö. 875'ler) bu tek odalı evler at nalı biçimli bir avlunun üç bir yanını çevirmekte idiler.
Eski İzmir'liler kentlerini M.Ö. 850'lerde kerpiçten yapılmış kalın bir surla korumaya başladılar. Bu tarihten itibaren Eski İzmir'in bir kent devlet kimliği kazanmış olduğu söylenebilir. Kenti 'Basileus' adı verilen bir beyin idare ettiği olasıdır. Göçleri gerçekleştirenler ve kent ileri gelenleri soylu tabakayı oluşturuyordu. Kent duvarları içinde yaşayan nüfus olasılıkla bin kişi civarındaydı. Geç Geometrik ve Subgeometrik seramikle açıklanan dönemde (M.Ö.750-650) ise yarımadanın nüfusu daha kalabalık olup belki de 1500 kişiyi aşıyordu. Kent devlete ait halkın büyük bir bölümü civar köylerde yaşıyordu. Bu köylerde, bu çağdaki Eski İzmir'in tarlaları, zeytin ağaçları, bağları, çömlekçi ve taşçı işlikleri yer alıyordu. Geçimi tarım ve balıkçılıkla sağlanıyordu.
Kentin en önemli kutsal yapısı Athena Tapınağı idi. Bu tapınağın günümüze değin korunan en eski kalıntısı M.Ö. 725-700 yılları arasına tarihlenmektedir. Daha önceki dört dönemde (M.Ö. 1050- 750), büyük bit olasılıkla yine Tanrıça Athena'ya tapınılıyordu, ancak o tarihlerde kadın tanrıçanın heykeli herhalde küçük bir niş (naiskos) içinde bulunuyordu. Bilindiği gibi Homeros'un destanı İlias, Aiol ve İon lehçelerinin karışık olduğu bir dille yazılmıştır. Bu nedenle dünya tarihinin bu çok önemli destansı yapıtı büyük olasılıkla bu iki lehçenin konuşulduğu sınır bölgesi olan İzmir'de oluşturulmuştur. Nitekim Hellenistik dönem İzmirlileri Homeros için 'Homeraion' adlı bir yapı inşa etmişlerdir.
Parlak Dönem(M.Ö. 650-545)
Eski İzmir'in parlak dönemi M.Ö. 650-545 yılları arasına denk düşer. Yaklaşık yüz yıl süren bu süre, bütün İon uygarlığının en güçlü dönemini oluşturur. Bu dönemde Miletos'un liderliğinde Mısır'da, Suriye ve Lübnan'ın Batı kıyılarında, Propontis'te (Marmara Bölgesi), Pontus'ta (Karadeniz) koloniler kurulur ve Doğu Hellen dünyası kıta Yunanistan ile rekabet ederek birçok alanda ve konuda onun yerini almaya başlamıştır. Bu dönemde İzmir'in tarımcılıkla yetinmeyip Akdeniz ticaretine de ortak olduğunu görmekteyiz. Bu dönem katlarında bulunan Fenike kökenli eserler, Kıbrıs kökenli heykel ve heykelcikler, Ön Asya ya da Akdeniz orijinli fayans figürcükler bu uluslararası ticaretin günümüze kalmış eserleridir.
Parlak dönemin İzmir'deki önemli belirtilerinden biri M.Ö. 650'den beri yazının yaygınlaşmaya başlamasıdır. Kadın tanrıça Athena'ya sunulan armağanların birçoğunda sunu yazıtları bulunmaktadır. Kent halkının sayısı fazla olmasa da bir bölümü okuryazardır. Kazılarda ortaya çıkarılan Athena Tapınağı (M.Ö. 640-580), Doğu Hellen dünyasının en eski mimarlık eseridir. En eski ve en güzel sütun başlıkları şu ana kadar İzmir'de bulunmuştur. Samos, Miletos, Ephesos, Erythrai ve Phokaia'da çıkarılan sütun başlıkları M.Ö. 6. Yüzyılın ikinci yarısından (M.Ö. 575-550) tarihinden önce değildir. Helken sanatının en özgün mimarlık öğeleri olan Aiol ve İon türü başlıklar ile İon ve Lesbos biçimi kymationlar (yaprak ya da yumurta şekilli mimarlık süslemesi) doğuşlarını Eski Izmir’de gün ışığına çıkan ve büyük ölçüde Anadolu Hitit sanatından esinlenmiş olan bu başlıklara borçludurlar.
Hellen Dünyasının çok odalı ev tipinin en eski örneği Eski İzmir de bulunmuştur. Gerçekten M.Ö. 7. Yüzyılın ikinci yarısında yapılmış olan iki katlı, beş odalı, ön avlulu çifte megaron, Hellenlerin bugün için bilinen, bir çatı altındaki en eski çok odalı evdir. Ondan önceki Yunan evleri yan yana dizilmiş megaronlardan oluşuyordu. Eski İzmir'in cadde ve sokakları daha 7. yy'ın ikinci yarısında ızgara planlı idi, caddeler ve sokaklar kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanıyor, evler genellikle güneye bakıyordu.
İlerde M.Ö.5. yüzyılda Hippodamos tipi adını alacak olan bu kent planı özünde Yakın doğuda çoktan biliniyordu. Bayraklı şehir planı bu tür kent dokusunun Batı dünyasındaki en erken örneğidir. İon uygarlığının en eski parke döşeli yolu Eski İzmir'de gün ışığına çıkarılmıştır.
Hellen dünyasının en eski sivil mimarlık eseri Eski İzmir'de 7. Yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan güzel taş çeşmedir. Bir zamanlar Yamanlar Dağı üzerinde yükselen Tantalos mezarı, tholos biçimli anıtsal mezarların güzel bir temsilcisidir. Tantalos tümülüsünün mezar odası adı geçen çeşmenin planında idi ve onun gibi Isopata tipi adını taşıyan yapı türünde idi, yani planı dörtgendi ve üstü bindirme tekniğindeki bir tonozla örtülü bulunuyordu. Tantalos mezarı adı ile anılan bu anıtsal eser Eski İzmir'de MÖ.520-580 tarihlerinde yönetimi elinde tutan basileusun ya da tyranın mezarı olmalıdır.
Eski İzmir'de, çömlekçi işlikleri, arkeoloji literatüründe " Oryantalizan" ya da "Friz Stili" adı ile anılan seramik türünün güzel örneklerini üretiyor, taşçı ustaları mimarlık eserlerinden başka anıtsal boyda heykeller ve heykelcikler yontuyor ve bütün bu sanat yaratılarının bir bölümü dış pazarlara sürülüyordu.
Bilindiği gibi M.Ö. 6. Yüzyılın ilk yarısında o zamanki antik dünyanın kültür merkezi Batı Anadolu idi. Özellikle Miletos'a tarihte ilk defa batıl inançlardan ve her çeşit din etkisinden kurtulmuş, özgür düşünceye dayalı bilimsel araştırmalar başlamıştı. Doğu dünyasının zengin bilgi ve deneyim hazinelerinden yararlanarak ve özellikle özgür düşünce yöntemiyle Thales, Anaximenes ve Anaximandros gibi `doğa filozofları' bugünkü Batı uygarlığının temellerini atmışlardı. Thales dünyada ilk defa bir doğa olayını, M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihinde olagelen güneş tutulmasını oluşundan önce hesaplamıştır. Böylece kültür ve bilim alanında tarihin başlangıcından beri 2500 yıl boyunca Mezopotamya ve Mısır'ın elinde olan önderlik, Batı Anadolu'ya geçmiştir. Batı Anadolu bu önderliğini İranlıların Anadolu'yu işgal ettikleri 545 yılına değin korumuştur. Ancak İran işgali ile filozoflar, bilim adamları ve sanatçılar Atina'ya göç edince kültür ve ilim alanındaki önderlik Atina'ya geçmiştir.
Miletos, Ephesos, Samos gibi izmir de 6. Yüzyılın başlarında büyük olasılıkla düşünce ve bilim alanında önde gelen kentlerden biriydi. Ancak Eski İzmir M.Ö. 640-545 tarihlerinde döneminin en ileri kültür merkezlerinden biri olduğu halde daha sonraları önemini yitirdiği için, çalışmalarda eskisi hızını kaybetmişti. Eski İzmir'in edebiyat, şiir,tarih,felsefe ve bilim konularında ne düzeyde olduğu hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. Mimarlık konusunda ise önemli bir merkezdi.
 ESKİ İZMİR' İN LYDIA KRALI ALYATTES VE PERSLERCE ALINIŞI
Herodotos, Eski İzmir'i Lydia kralı Alyattes'in aldığından bahseder. Kazılarda da bu olay M.Ö. 500 sıralarına tarihlenir. Kent ve Athena tapınağı tahrip olsa da İzmirliler M.Ö. 590 yıllarında tapınağı tekrar inşa ederler.
Daha sonra Persler tarafından 6. Yüzyılın ortalarında ele geçirilen kent. Bu olayla birlikte parlak devrini tamamlamıştır. Bu tarihten sonra Athena tapınağına hediye edilmiş hiçbir armağan bulunamaması da bu tahribatın önemli göstergelerinden birisidir.
Gerileme Dönemi (M.Ö. 500-300)
Hellenistik Dönem'de ve Roma Çağı'nda İzmir (M.Ö. 333-M.S. 395)
Athena Tapınağı M.Ö. 545 tarihlerinde terkedilmişse de yerleşim sürmüş, ancak bundan sonra 200 yıl kadar bir süre eski İzmir önemini ve işlevini yitirmiştir. M.Ö. 5. yüzyıl boyunca küçük ancak zengin bir yerleşmenin yer aldığı Bayraklı Höyüğü M.Ö. 5. yüzyılın sonunda ve özellikle 4. yüzyıl süresince yoğun bir iskana sahne olmuştur. Bu dönemde, ortalarında büyük avlular olan biri 5, biri 8 ve diğeri 15 odalı olmak üzere üç ev gün ışığına çıkarılmıştır. Bunların, kenti idare eden ve muhtemelen dönemlerindeki Pers etkisine uyarak yakın civardaki Larissa'da olduğu gibi, birer tyran olan beylere ait olmaları akla yakın gelmektedir. Nitekim Yamanlar Dağı'nda hala kısmen korunmuş olan ve önemli kişilerin mezarları olması gereken düzgün krepisli birkaç 4. yüzyıl tümülüsü bu düşünceyi desteklemektedir.
Söz konusu merkezi avlulu büyük üç evden başka birçoğu megarondan bozma dörtgen planlı küçük evler bulunmuştur. Bayraklı höyüğünün bütün üst düzeyinin 4. yy. boyunca evlerle kaplı olduğu söylenebilir. Öyle anlaşılıyor ki Anadolu'daki Pers işgali 4. yüzyılda gücünü yitirmiş ve İon kentlerinin büyümesine neden olmuştur. Meydana gelen nüfus patlaması ile yüz dönümlük Bayraklı Höyüğü, İzmirlilere küçük geldiğinden M.Ö. 300 tarihlerinde Pagos eteklerinde yeni İzmir kenti kurulmuştur.
Büyük İskender'in İssus'ta Dareios'u yenmesinden (M.Ö. 333) ve arkasından bütün doğuyu ele geçirmesinden sonra Hellen dünyası büyük bir refah çağına erişti. Kentler nüfus patlamalarına sahne oldu. Hellenistik Dönem'de İskenderiye, Rodos, Bergama ve Efes kentlerinden her biri 100 binin üstündeki bir nüfusa eriştiler. Küçük bir tepeciğin üzerinde kurulmuş olan eski İzmir kentinin duvarlarının içinde yalnız birkaç bin kişi yaşayabiliyordu. Bu nedenle en geç M.Ö. 300 sıralarında Kadifekale'nin eteklerinde, yeni büyük bir kent kuruldu.
Tarihçi Strabon, Smyrna'nın kendi zamanında yani M.Ö. 1. yüzyıla geçiş sırasında en güzel İon kenti olduğunu belirtmektedir. O dönemde kentin küçük bir bölümü Pagos'un üzerindeydi. Büyük bölüm ise düz arazi üzerinde bulunan liman çevresine toplanmıştı. Ana tanrıçanın tapınağı ile gymnasion da bu hat üzerinde yer alıyordu. Caddeler düzdü ve tamamı büyük taşlarla düzgün bir biçimde kaplanmıştı. Aristeides, kentin doğu-batı yönünde uzanan iki ana yolunun (Kutsal yal ve Altın yol) bulunduğunu ve bu yollarla kentin, denizden gelen esinti ile serinlediğini anlatmaktadır. Strabon İzmir'de Homereion olarak adlandırılan bir stoanın varlığından söz eder (belki de bir perystil ev). Bu evin içinde Homeros'un bir heykeli bulunuyordu.
Roma Çağı'nda İzmir'de inşa edilen yapılar arasında, Pagos dağının kuzeybatı eteğinde olan tiyatro ve batıdaki stadyumun her ikisinden de pek az iz kalmıştır. Diğer taraftan Devlet Agorası ise oldukça iyi korunmuştur. Agoranın ölçüsü 120x80 metre uzunluğunda geniş bir avlusu vardı. Doğusunda ve batısında birer stoası vardı. Her iki yapı 1 7,5 m. olup ikişer katlıydı. Ayrıca 28 m. uzunlukta bir bazilika da mevcuttu. M.Ö. 1. Yüzyılda Romalıların egemenliğine giren İzmir ikinci kez altın dönemini yaşamaya başlar.
İncil'de sözü edilen "Yedi Kilise"den bir tanesinin bulunduğu Smyrna Hıristiyanlığın gelişmesinde önemli bir rol oynar. İzmir'in ilk başpiskoposu olan St.Polycarp havari ve İncil yazarı St. John'un ilk müridlerinden biridir. Yaklaşık M.S. 70 yılında Anadolu'da doğmuştur. St. Polycarp inancından ötürü 23 Şubat 155 tarihinde, İzmir Akropolü üzerinde bulunan stadyumda Romalılar tarafından yakılarak ölüme mahkûm edilmiştir. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, İzmir Bizans olarak bilinen Doğu Roma İmparatorluğunun bir parçası olur. Bizans döneminde Araplar, Selçuklular, Haçlılar ve Cenevizliler kenti ele geçirmek için birbirleriyle savaşırlar. Kenti ilk önce Araplar 672 yılında denizden zaptedip İstanbul'a yaptıkları akınlarda bir üs olarak kullanırlar. Türkler İzmir'i ilk kez 11. Yüzyıl sonlarında Kutalmışoğlu Süleyman Şah komutasında ele geçirirler. Daha sonra Cenevizliler kenti Aydın Emir'i Umur Bey ele geçirinceye kadar kontrollerinde tutarlar. 1344 yılında Cenevizliler St. Peter Kalesini tekrar ele geçirirler. Cenevizliler aşağı kenti kontrollerinde tutarken Umur Bey yukarı kenti kontrolünde tutar.14.yüzyılın ortalarında kale ve aşağı şehir Rodos Şövalyeleri tarafından ele geçirilir. 15. yüzyılın başında Moğollar kenti istila edip, St.Peter Kalesini yerle bir eder.1422 yılında II. Murat kenti zapteder ve İzmir Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası olur. Osmanlı İmparatorluğunun 1620 yılında yabancılara tanıdığı haklardan sonra İzmir İmparatorluğun en önemli ticaret merkezlerinden biri olur. 18. ve 19. yüzyıllarda kent Fransız, İngiliz, Hollandalı ve İtalyan tüccarların gözdesidir. Osmanlı İmparatorluğunda çok uluslu bir ticaret şehri olan İzmir I. Dünya Savaşından sonra 15 Mayıs 1919'da Yunan ordusu tarafından işgal edilir. Bu işgal 9 Eylül 1922 yılında sona erer. Ancak, İzmir 13 Eylül sabahı tarihinin belki de en büyük felaketlerinden birini yaşamaktan kurtulamaz. Basmane semtinde başlayan yangın 2.600.000metrekarelik bir alanda 20.000'den fazla ev ve işyerini tahrip eder. Bu yangın ne yazık ki kentin dörtte üçünü tahrip etmiştir. Fakat yeni kurulan Türk Cumhuriyeti ile birlikte İzmir zümrütü anka kuşu gibi kendi külleri içinden yeniden doğar.
Kaynak: http://www.izmir.edu.tr

MENDERES

 KLAROS (MENDERES) 


Klaros’un kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö.7. ve 6. Yüzyıl başında Kolophon’un baş tanrısı Apollon adına inşa edildiği sanılmaktadır. Dar vadide düz bir alanda bulunan Klaros’daki Apollon tapınağı, bilicilik yeri olmasından dolayı Hellenistik dönemde ve özellikle Roma çağında çok ünlüydü. Tapınağın bir tepe üzerinde inşa edilmeyip düzlükte yer almasının nedeni burada kutsal bir kaynağın ve ormanın bulunmasıdır.
Klaros tarihi boyunca bir kent olmamış sürekli olarak Kolophon’a bağlı olarak gelişmiştir. M.S.2. yüzyılda yapıldığı sanılan kare yapılı bir Propylea’dan Apollo tapınağına giden iki tarafı sütunlar ve heykellerle dolu bir yol bulunur. Propylea’da kahine danışmaya gidenlerin yazdıkları kitabeler bulunmuştur. Cella’nın üstündeki Apollon heykeli 7.5 m. yüksekliktedir. Tapınağın önünde anıtsal bir sunak bulunmaktadır. Apollon tapınağının kuzeyinde İon tarzında yeni bir tapınak ortaya çıkarılmıştır. Bu tapınak Artemis’e ait olabilir. Kazıda çıkan eserler İzmir Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Klaros kutsal alanı, Kolophon, Değirmendere’nin 13 km güneydoğusunda ve Notion (Ahmetbeyli)’nin 2 km kuzeyinde bulunmaktadır.
Buradaki ilk sistematik araştırmalar 1886 yılında C. Schuchhardt tarafından başlatılmıştır. Bu çalışmalar sırasında Kolophon kentinin lokalizasyonunu doğru olarak yapan Schuchhardt, daha sonra Kolophon ile deniz arasında kalan vadide iki tümülüs saptamış ve Notion’un yerini belirlemiştir.
Th. Macridy, Ahmetbeyli halkı tarafından Kale diye adlandırılan Notion akropolünde ve yakın çevresinde Kutsal alandan getirilmiş birçok yazıtlı blok buldu. Köyde bu yazıtların bulunuşu, Th. Macridy’ye Kutsal alanın bu yöreden ve Bazilika’dan uzak olmadığını düşündürmüş ve 1907 yılında bu düşünce ile yaptığı araştırmalar sonucunda, bugün propylon’da ayakta duran sütunun çok aşınmış durumdaki üst bölümünü bulmuş ve burasının Apollon Klarios Kutsal Alanı olduğunu anlayarak bir sondaj yapmış ve bu düşüncesinin doğruluğunu kanıtlamıştır.
Klaros’taki ilk bilimsel kazı, Th. Macridy ve Ch. Picard tarafından 1913 yılında yapılmıştır. Ancak I Dünya Savaşı başlayınca kazılar bırakılmıştır.
Klaros’taki kazıların ikinci dönemi 1950 yılında Prof. Louis Robert tarafından, Jeanne Robert’in de katılımıyla yeniden başlatılmıştır.
1988 yılında Prof. Juliette de La Geniere başkanlığında yeniden başlayan üçüncü dönem kazıları halen sürmektedir. 


NOTİON ( MENDERES)

İzmir’e 50 km, Kolophon’a ise 15 km uzaklıktaki bir liman kenti olan Notion, bugünkü Ahmetbeyli köyünün sınırları içindedir. Günümüz köylüleri tarafından “ Kale “ olarak adlandırılan akropol, iki tepe üzerine oturuyor ve kentin baş tanrıçası Athena Pollias’a adanmış olan tapınak, akropolün batı tepesi üzerinde denize tümüyle hakim bir konumda bulunuyor.
 Herodotos’a göre Notion bir Aiol kentiydi ve Aioller bereketli toprağa sahip, ancak havası İonlarınki kadar güzel olmayan ülkede yaşıyorlardı. Notion da Kolophon gibi, Attika-Delos deniz birliğinin bir üyesiydi.M.Ö. IV yy.ın üçüncü çeyreği içinde Anadolu’ya Büyük İskender ile gelen özgürlük ve barış dönemi, M.Ö. 323 yılında, onun ölümü ile son bulur. Bu tarihten itibaren Anadolu’daki Helen kentleri için çok karmaşık ve kanlı bir süreç başlar.
 M.Ö. III yüzyılda Kolophon ile Notion, bir ortak vatandaşlık anlaşması yaparak politik bir birlik oluşturdular. Bu döneme tarihlenen yazıtlarda sıklıkla Notion’da yaşayan Kolophonlu bireylerin adları geçmektedir.
 Notion M.Ö. 218 yılında Pergamon kralı Attalos I‘e bağlanır. M.Ö. 196 yılında Suriye kralı Antiochos III’ün yönetimine girerse de M.Ö. 191 yıllarında tekrar Pergamon kralı Eumenes II’nin eline geçer. Apemeia barışı ( M.Ö. 188 ) ile de Magnesia savaşında Roma ve müttefiklerinin yanında yer aldığı için Notion’a özerk statü verilir.
 M.Ö. 133 yılında başlayan ayaklanma sırasında Aristonikos donanması ile Notion’a gelir, akropolü ele geçirir ve kenti Romalıların Asya Eyaletine dahil eder.
 Tarihi boyunca Notion bağımsız bir kent olduğu halde Kolophon’un bir parçası gibi görünmüştür. Örneğin Notion’a “ Deniz üzerindeki Kolophon “ ; “ Yeni Kolophon “ ya da “ Güneydeki Kolophon “ gibi adlar verilirken Kolophon kentinin adını ise eski ya da Kuzeydeki sözcükleri eklenerek iki kentin birbiriyle karıştırılması önlenmek istenmiştir.
 Kolophon’un tahribinden sonra sosyo-ekonomik yönden giderek çok güçlü bir konuma gelmesine karşın, Notion hiçbir zaman sikke basmamıştır. Kentin, Attika - Delos Birliğine ödediği verginin azlığına ve sikke basmamış olmasına bakıldığında, Notion’un, en azından Lysimakhos dönemine değin, Kolophon’a kıyasla sosyo-ekonomik açıdan daha güçsüz bir konumda olduğu görülür. Kentin akropolünü çevreleyen 4 km uzunluğundaki kale kulelerle desteklenen sur Hellenistik dönemde inşa edilmiş, Roma döneminde de onarılmıştır. Kentin bugün için saptanmış olan ve ikisi de antik limana açılan kapılarından biri kuzeyde, diğeri ise batıda yer almakta, ayrıca surun güneydoğu köşesinde bir de merdivenli giriş bulunmaktadır.
 Roma döneminde kentin, akropolün kuzeyinde yer alan tepenin eteklerine doğru yayıldığı anlaşılmaktadır. Kentin Hadrianus döneminde büyük imar çalışmaları içinde olduğu ve Athena Pollias tapınağının bu dönemde inşa edildiği bilinmektedir. Hellenistik tiyatronun da, yine bu dönemde Roma tiyatrosuna dönüştürüldüğü sanılmaktadır.
Notion Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olmuş ve bu konumunu uzun süre korumuştur.

KOLOPHON (DEĞİRMENDERE- MENDERES)

Kolophon İonia'nın en eski ve en önemli kentlerinden biri idi. Kent, M.Ö.7. yüzyılın sonunda ya da 6. yüzyılın başındayaşadığı bilinen İzmirli ya da bu kentin bir yerlisi olan, ozan Mimnermos'un bir şiirinde "Asya'nın büyüleyici kıyısı" üzerinde bulunan "sevimli Kolophon" olarak geçmektedir. Mimnermos aynı zamanda kentin Neleus'un öncülüğündeki Pyloslu göçmenler tarafından kurulduğunu belirtmektedir. İzmir, özünde bir Aeol kenti idi; sonradan belki de M.Ö. 8. yüzyılın ilk yarısında Kolophon'dan İonialıların gelişi ile, bir İon yerleşmesi olmuştur. Kolophonlular, topraklarının verimliliği ve denizcilikteki ustalıkları nedeniyle çok varlıklıydılar. Kentlilerin zenginliği, rahat yaşam biçimini aşırı lükse dönüştürdü. Zaman zaman lüks giysili ve misk kokusu sürünmüş olan binden fazla erkek agorada gezinirdi. Antik yazarların düşüncesine göre lüks yaşam, Kolophon'un gücünü yitirmesine neden olmuştur. Buna karşın, Kolophonlular, eskiden M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda savaşçı olarak ve özellikle binici olarak ünlü idiler.
 Kolophon, sırası ile Lydia'nın ve Perslerin egemenliği altına girmiştir. Önce Gyges 7. yüzyılın ilk yarısında Kolophon'u ele geçirmiştir. Daha sonra kent, 6. yüzyılın ikinci yarısında Pers yönetimi altına girdiği zaman önemini kaybetmiştir. Onun yerine Notion'daki kıyı yerleşmesi, yani "güneydeki kent" gelişmeye başlamıştır. Kolophon'da Persler hüküm sürerken, Notion da bir süre için Atina tarafından yönetilmiştir. Thukydides Notion'un Kolophonlulara ait olduğunu belirtmektedir: Büyük İskender Anadolu'yu Pers egemenliğinden kurtardığı zaman iki kent bağımsızlıklarını yeniden kazandılar. Buna rağmen Lysimachos, Kolophonluları yeni kurulmuş bir kent olan Efes'te yaşamaya zorlamış, bunun üzerine de o zaman bazı Kolophonlular Notion'a taşınmışlardır. Böylece Kolophon çok zayıf bir duruma düşmüştür. Kolophon, Lysimachos'un ölümünden sonra 281 yılında yeniden inşa edilmiş ve Seleukoslar ile Attalosların yönetimi altında varlığını sürdürmüştür. Bu dönem sırasında Kolophon, "Arkaik Kolophon" yani "Eski Kolophon" olarak biliniyordu. Bu ününü de yitirdikten sonra Kolophon, yaklaşık 15 km. uzaklıkta, güneydeki Notion'a çekildi. Notion bundan sonra "Yeni Kolophon" ya da "Kıyıdaki Kolophon" olarak bilinmeye başladı. Her iki yerleşmenin gelişmesi, yeni Efes kenti tarafından büyük ölçüde engelleniyordu. Bu arada, 7. ve 6. yüzyıllarda parlak bir geçmişi olduğu bilinen Kolophon, önemini yalnızca Klaros'taki ünlü tapınak ile sürdürüyordu. Roma Çağında kent bağımsızdı ve asıl merkezi Notion'un akropolü içinde bulunuyordu. 

TORBALI

METROPOLİS (TORBALI)

İzmir’in 45 km. doğusunda yeralan Torbalı’nın ilk yerleşim alanı, Torbalı Ovası’nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis antik kentidir.
Metropolis’ten ilk defa Avrupalı gezginler J.Spon ve G.Wheler 17 yy’da bahsediyor. Bu gezginler, 1675 yılında yöreye gelmiş ve bugün Torbalı ilçesinin Yeniköy ve Özbey köyleri arasında yer alan harabelerin, Metropolis antik kentine ait olduğunu belirtmişler.
19. yy’da ise İzmirli araştırmacı A.Fontier, Metropolis’de yazıtlar ve topoğrafya konularında yaptığı araştırma sonunda, Metropolis çevresindeki Çevlik ve Fetrek çaylarının antik isimlerini “Astraios” ve “Phyrites” olarak saptamış ve kent kalıntılarını kısaca tarif etmiştir.
Metropolis tarihi ve yazıtları hakkında ilk ayrıntılı bilimsel çalışma ise Avusturyalı bilim adamı J.Keil tarafından I. Dünya Savaşı’ndan önce gerçekleştirilmiş. 1972-1975 yılları arasında Prof.Dr. Recep Meriç, Metropolis’de sonuçları daha sonra Almanya’da yayınlanan sistematik bir yüzey araştırması yapmış, 1989 yılına gelindiğinde ise Torbalı Belediyesi’nin öncülüğünde bilimsel kazılara başlanmıştır. Bu kazılır Philip Morris Malbora, Torbalı Belediyesi ve Metropolis Sevenler Derneği ( Medoder ) tarafından desteklenmektedir. Halen kazılara Prof.DR. Recep Meriç tarafından devam etmektedir.
Metropolis M.Ö. 3.yy’da Selluokos Krallığı zamanında Lyzimachos’un adamları tarafından kurulmuştur. Metropolis Ana Tanrıça kente demektir. Şehre adını veren anatanrıçaya ait ( yerel adıyla Metagallezya ) heykel Uyuzdere mevkiinde yapılın kazılırda bulunmuştur. Metropolis Helenistik dönemde ( M.Ö. 1-2.yy ) gelişmiş, şehir görkemli sur duvarlarıyla çevrilmiş, savaş tanrısı Ares adına bir tapınak yapılmış, stoa ve tiyatro gibi anıtsal kamu yapıları inşa edilmiştir. Helenistik dönemin sanat açısından önemli bir merkezi olduğu bilinen Metropolis son derece kaliteli ve özgün heykeltıraşlık eserleri yaratmıştır.
Roma İmparatorluk döneminde kent yamaçlardan aşağıya doğru gelişmiştir. Günümüze ulaşan kalıntılardan Atrium, Roma Evi, Zeus ve oniki tanrı tapınakları bu dönemdendir. Bizans döneminde kent piskoposluk merkezi olan kent savaşlar yüzünden küçülmeye başlamış, surlar daralmış ve şehir kale, stoa, akropolle sınırlanmıştır.
Tiyatro:
Doğal bir yamaç üzerine kurulu olan tiyatro kentin sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerine ev sahipliği yapar. Tamamı mermerden yapılmış olan tiyatro orkestra, sahne binası, oturma yerleri ve ön kısımda bulunun soylu koltuklarından oluşur. Dışarıdan gelen önemli konuklar, din adamları ve imparatorlar için yapılan bu koltuklar Helenistik dönemin mermer işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Bu koltukların arkasında Zeus’un yıldırım demeti ve kalkanlı Ares kabartması vardır. İlk olarak geç Helenistik dönemde inşa edilen ve oma Döneminde sahne binası genişletilen tiyatro 8-10 bin kişiliktir. Oturma yeri olan cavea bir koridorla iki diazomaya ayrılır. Merdiven kenarları her biri değişik desene sahip aslan ayaklarıyla süslenmiştir. M.S. 4. YY’da tiyatro işlevini yitirmiştir.

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More